16 Ekim 2020’de Terazi burcunda bir yeniay meydana geldi.
Yeniaylar başlangıç etkilerini barındırır, bununla beraber gökyüzünde aynı anda birden çok gezegenin karşıt açıda olması bu kez dolunay tadında bir yeni ay yaşanmasına sebep oluyor.
Oğlak’taki Satürn-Plüton ve Jüpiter gözetiminde, Venüs-Neptün, Merkür-Uranüs, Güneş-Mars karşıt açıları epey zorlayıcı etkiler sunuyor.
Terazi burcunda gerçekleşen yeniay, Koç’taki Mars’ın retro olarak karşıt açıda olması ve yöneticisi Venüs’ün Neptün’le karşıt açıda olması sebebiyle adeta ilişkiler ve adalet temaları üzerinde son dokunuşları yapıyor.
İnsanlık hesaba çekiliyor olsa da, bireysel olarak bahsedersek durum daha anlaşılır olacaktır. Özetle kendimize haksızlık ettiğimiz alanları tek tek keşfedeceğiniz yargılanma dönemindeyiz.
Yargılama sürerken kendimizi gerçekten sevip sevmediğimizi fark ediyor, ne kadar şefkat göstereceğimizi ve ardından kendi ellerimizle yaptıklarımızı nasıl tamir edeceğimizi öğreniyoruz.
Bu yargılamada 3 ana sorgu ise şunlar;
Merkür – Uranüs karşıtlığı: “Yüksek akılla (özbenlikle) iletişim kurdun mu?” sorgusu:
Bu başlık iletişim alanlarında sorunlara ve beklenmedik olaylara sebep olabilir. Yüksek gerilim içeren ortamlarda kendimizi bulabileceğimizi ve sözlerimize dikkat etmemiz gerektiğini işaret eder.
Bununla beraber Uranüs’ün yüksek aklı temsil ettiğini de düşünürsek, yüksek akıl tarafından kontrol altında tutularak bilinçlerde adeta işletim sistemi güncellemesi yapıldığını (yüksek akıldan ne anlıyorsanız hepsini kapsar) bunun da vehim ve vesveseleri tetikleyerek sinir sisteminde sorun yaratabileceğini söyleyebiliriz.
Gözü ve kalbi açık olmak için, vehim vesvese engelleyici dualardan destek almak, tuz ve iyot dengesine dikkat etmek, sinir sisteminizi güçlendirecek fiziksel pratikler yapmak iyi olabilir.
Venüs – Neptün karşıtlığı: “Kendine ihanet ettin mi?” sorgusu:
Normal dönemlerde minik minik sorgulamalara maruz bırakan bu etki, bu kez diğer açılardan da destek alarak her zamankinden daha fazla acıtan yüzleşmeler getiriyor.
İçinde bulunduğunuz ilişkilerle kendinizi nasıl kandırdığınız, kişileri veya durumları idealize ederek kendinize nasıl haksızlık ettiğinizi fark edebilirsiniz. Bunun sonunda yeni kararlar almak zorunda kalabilir, belki fark etmenize rağmen o ilişkinin içinde kalmayı da seçebilirsiniz. İkisi de mümkün, hangisi olduysa, olanda ve olmayanda hayır vardır anlayışına sığınıp kendinizi sevmeye ve güçlendirmeye bakın. Gerisini zamana bırakarak kararınıza saygı duymak da büyümenin bir versiyonu, kendini her haliyle sevmenin göstergesidir unutmayın.
Güneş – Mars karşıtlığı: “Kim yönetiyor, gücüne sahip çıktın mı?” sorgusu:
Hakikatte herkesin içindeki güce sahip çıkmasını zorlayan bu etkiler, tabii ki bugünün insanı tarafından yanlış anlaşılacak ve herkesin, diğerine yönetmenin kim olduğunu ispat etme çabasına gireceği olayları getirecek. Gücün kime ait olduğunu hatırlayana kadar yıkıcı olayların devam edeceğini, enerji ve motivasyonun şiddete meyilli olarak yükseleceğini, kendinize hakim olamayacağınız durumlar içinde kalabileceğimizi söyleyebiliriz. Atacağımız adımlarda yapıcı olmaya dikkat etmekte yarar var.
Bu sorgular olurken bizi ne kurtarır, işleri ne kolaylaştırır dersek, cevaplar bende değil…
Satürn – Plüto – Jüpiter Oğlak üçlemesi der ki; Herkesin vicdanında, olaylar buraya gelene kadar neyi yapıp yapmadığı bilgisi var. Yönelerek bunları duymak, pişmanlıkla vakit harcamadan gereği için adım atmak, kendinize hak ettiğiniz şekilde muamele ederek adaleti sağlamak tam da yeniay vesilesiyle sunulan rahmete kavuşmak olur.
Kolaylaşması dileğiyle…
Editör: Fatma Alkaya
Comentarios