Hayat deneyimlerden ibaret… Bazı deneyimler hayal meyal hatırlanırken, bazı deneyimlerse zihinde sanki dün yaşanmış kadar canlı kalır ve bu hissin derinliğini senin deneyimlerle olan bağın belirler. Bazen bir kelime, bir tını, bir koku seni seneler öncesine götürür ve o anı tekrar yaşarsın. Tüm o duygular, düşünceler geri gelir. Sonra derin bir nefes alır, yutkunursun ve gözünü açtığında bulunduğun ana geri gelirsin. Gerçi deneyiminin derinliğine göre bu biraz zaman da alabilir…
Zihin bizi hep bir yerlere götürür ve biz yaş aldıkça, o ana her gidişimiz form değiştirir çünkü zihin edindiği yeni deneyimler ile yaşanan olayı tekrar tekrar yorumlar. Sen de film izlermişçesine oturup izlersin. Zamanla olayın gerçekte yaşanmış halinden uzaklaşıp, zihnin yorumladığını gerçek sanırsın.
Geçmişteki bir deneyim, yaşandığı anın içinde bir bumerang gibi sürekli yaşanır, biter, baştan başlar ve zihin seni her defasında bambaşka ruh halleriyle oraya götürdüğü için olayın gerçekliğinden uzaklaşırsın. Yaşanan olay sürekli şekil değiştirir. Bazen suçlu, bazen mutlu, bazen de pişman olursun…
Peki neden geçmişe gideriz?
Geçmişteki “sen”, “Çözülmemiş bir konu var! Gel de bir bak.” diyerek şimdiki “sen”i çağırır ki geçen zamanın ardından edindiğin deneyimlerle olana farklı bir pencereden dönüp tekrar bak, sana anlatılmak isteneni gör ve neden o deneyimi yaşadığını anla… Fakat zihinde ortalık karışıktır. Etrafta bir sürü başıboş gezen duygu olduğu için, sen o deneyimin sana ne anlatmaya çalıştığını daha anlayamadan bir duyguya kapılıp geri dönersin. Çünkü duyguya kapılmak, gerçeği görmekten daha kolaydır. E zihin de zaten acı ile beslenir, dolayısı ile bir kucak dolusu karışık duygu ve kurban psikolojisine girmiş “sen”, baş başa kalakalırsınız.
Bunlar yaşandığında dört kolla duygulara sarılmak, deneyimin içine sıkışıp kalmak yerine, aslında nelerin içinden geçtiğini ve ne kadar güçlü olduğunu fark et.
Bir deneyimden özgürleşmek için olana anlayış getirmek gerekir. Ancak geçmişteki haline anlayış gösterebildiğinde şimdiki halinle huzur bulursun.
Her halin güzel, her deneyimin kıymetli ve içinden geçtiğin tüm olaylar, temas ettiğin tüm insanlar seni bugüne, şimdiki “sen”e taşıdı.
Belki üzüldün, belki canın yandı veya mutlu oldun ama hepsine değdi! Yaşadığın her olay sana yeni bir renk kattı ki şimdi gökkuşağı gibi rengarenksin. Sadece mutlu olmayı istemek sadece beyaz rengi seçmek gibi değil mi sence de? Hayatındaki her şey beyaz olsa, tek renk olsa sıkılmaz mıydın?
Gökkuşağı olmak varken neden tek renk olasın ki?
İçindeki tüm renkleri sev çünkü onlar seni sen yapanlar… Geçmişi hatırlarken suçlu arama, kurban seçme. Sadece o deneyimin sana kattıklarına bakarak yaşadığın her ana, temas ettiğin her insana ve içinden geçtiğin tüm olaylara minnettar ol. İyi ki hepsini yaşamışsın…
Editör: Naghmeh Moradi
Comments