YogaKioo Dergi: Saba merhaba, seni dergimizde görmek bizim için büyük mutluluk. Seni tanıyan, seven ve gitgide büyüyen bir hayran kitlen var. Peki sen kendini birkaç kelime ile anlatsan ne dersin?
Saba Deniz Uzun: Saba hayatı keşfetmeyi, deneyimlemeyi, deneyimlerinin derinliklerinde tanrının ruhunu görmeyi, yaşamın anlattıklarını algılayıp neşeyle var olmayı seven meraklı bir insan evladı diyebilirim.
Hayatınız boyunca belki de keşfedemediğiniz, size ait olan yeteneklerinizi engeller sayesinde ortaya koyuyorsunuz. Dünya üzerinde yaşadığınız tüm deneyimlerin bir mükafatı var.
Y.D: Bize biraz kendi yolculuğundan bahseder misin? Nasıl ve ne zaman başladı?
S.U: Hayatımın bana göre sınavları ağırdı ve kendimi bildim bileli zorluklarla doluydu. Evden kaçıp huzurlu bir ortam yaratma ihtiyacım belki de bu yüzden. İçine doğduğum ev ortamından daha zor bir evlilik ortamına girdim ve kızım olduktan sonra da hayat şartları zorlaştı, evlat olunca onun da sorumluluğu ile hayatımı değiştirmeye karar verdim bunu da sadece kendimin yapabileceğini anlayarak bir yola koyuldum… Profesyonel anlamda 2005 yılında kurduğum Carpediem gelişim merkezi ile iş hayatına atıldım ama kendimi bildim bileli yüreğim ilahi olana sevdalıydı. Açıkçası bu yola gireceğimi hep biliyordum bir şekilde…
Y.D: Yaşadığın deneyimleri ve aldığın eğitimleri insanlarla paylaşmayı seçtin. Bu seçimin, hayatının en zevkli oyun alanına dönüştüğünü söylüyorsun. Yaşadığın süreç nasıl buraya evrildi?
S.U: Benim için samimiyet, içtenlik, şeffaf olmak çok kıymetli. Çoğu insanın yanlış anlaşılma korkusu ile deneyimlerini diğerlerine aktarmadığını gördüğümde ifade yeteneğimi kullanmayı seçip insanlara hepimizin benzer deneyim veya duygulardan geçebildiğini anlatmak istedim… Bu deneyimleri aktarmaya ne zaman karar verdim? Tek başıma gücümü keşfettiğimde ve bu sistemlerin işe yaradığını gördüğümde, ilk defa kendi yeteneğimle para kazandığımda, kızıma yaptıklarımla yetebildiğimi hissettiğimde, ben yapıyorsam herkesin yapabileceğine inanmaya başladığımda keyifle öğrendiklerimi aktarmaya da başladım.
Y.D: Elma kitabında insanların karşılaştıkları engelleri nasıl bir lütuf olarak görebileceklerine ve bu engellere karşı nasıl yol alabileceklerine dair bir sistem sunuyorsun. Her okuyucu için bu sistem uygun mudur?
S.U: Potansiyelimi kullanmak isterken defalarca değişik sınavlardan geçtiğimde, “Gerçekten yaşamın bana bir garezi mi var?” diye araştırmaya başladım, çünkü bu mümkün olamazdı benim için. O zaman niye bazılarını sınavlarla sınıyordu? Aslında uzun yıllardır bunu gözlemliyorum… Bu gözleme önce kendimden başladım, sonra etrafımda olan herkesin hikayesini incelemeye araştırmaya döndü yolculuğum.. Baktım ki sistem hata yapmıyor. Engellerin içinde bir dil, bir lügat var ve bu lügatı anladığımızda engellerin birçok yeteneği, birçok beceriyi sergilememize yardımcı olduğunu da fark ediyoruz. Hayatınız boyunca belki de keşfedemediğiniz, size ait olan yeteneklerinizi engeller sayesinde ortaya koyuyorsunuz. Dolayısıyla dünya üzerinde yaşadığınız tüm deneyimlerin mutlaka bir mükafatı var… Bu engelin bana hizmeti, öğretisi nedir sorusu lütfun lügatını anlamak için ilk adımınız oluyor. Bunu keşfettiğimde sanırım 8 yıl önce formül aklımda netleşti ve insanların bu lügatı gördüğünde engel diye adlandırdıklarına artık gereksiz mesai harcamadıklarını da görüyorum.
Sistem hata yapmıyor. Engellerin içinde bir lügat var ve bu lügatı anladığımızda engellerin birçok beceriyi sergilememize yardımcı olduğunu fark ediyoruz.
Y.D: Birçok alanda farklı konuları olan danışanlarla çalışıyorsun ve her birinin hayatlarındaki çok özel konulara ve travmalara hakimsin. Bu konulardan hiç etkilenmeden, merkezinde kalarak güçlü bir şekilde bu sürecin içinden nasıl geçiyorsun?
S.U: İnsanların hikayelerini dinlerken merkezinde kalmak uzun yıllar hiç kolay olmadı… Ama bu E.L.M.A. formülü bana da hizmet etti ve onlar hikayelerinde her defasında kendilerini gerçekleştiriyorlardı. Yolculuklarında yaşadıkları tüm deneyimler onları büyütüyor ve büyüdükleri alanda da diğerlerinin yarasına bilerek ya da bilmeyerek hizmet ediyorlardı. Dolayısıyla deneyimlerin her birinin kıymetli ve kutsal olduğunu keşfettiğimde deneyimlerine saygıyla bakabilmeyi öğrendim ve o zaman hikayeler beni etkilemedi. Bilakis hikayelerdeki insanlar beni etkilemeye başladı. Onların gücüne tekrar tekrar hayranlık duymaya başladım ve bu da merkezde kalmama yardımcı oldu ve hala da oluyor
Y.D: Önümüzdeki süreçlerde ne gibi projelerin, planların var?
S.U: Ekim ayında YogaKioo ile birlikte Kioo Retreat Center’da 3 gün sürecek Healing Fest buluşmamız olacak. Bu buluşma kapsamında birçok farklı isimle bir arada olacağız. Bunun dışında belirli aralıklarla aile dizimleri yapacağız ve 2025’te Kioo Retreat Center’da aile dizimi eğitimi müjdesi vermek isterim.
Y.D: Son olarak sevenlerine vermek istediğin bir mesaj var mı?
S.U: Arkadaşlar E.L.M.A. formülü işliyor ve bu farkındalığı özümsersek hayat çok daha kolay ve konforlu bir yerden deneyimlenebiliyor.
Commentaires