Kendini Bilmek
Delfi’de Apollon tapınağının girişinde Latince yazılmış bir söz yer alır. “Nosce Te İpsum” yani “Kendini Bil!”
Dünyanın merkezinde yer aldığına inanılan bu tapınağın, gelenleri “Kendini Bil!” diyerek karşılaması tabii ki tesadüf değildir. Okuduğumuz felsefe kitapları, takip ettiğimiz öğretiler, günümüze damgasını vurmuş büyük düşünürler… Hepsi farklı açılardan yaklaşarak, farklı pratiklerden bahsederek bize tek bir yolu gösterirler. Kendine giden yolu…
Söylemesi dile epey kolay olan ama uygulamada bir o kadar insanı zorlayan bu yol bizi nereye götürür peki? Kendini bilmeye giden bir yol nereden geçer? Henüz yola çıkmamış biri için sorunun yanıtı gizemini korusa da, bu yolu kat etmiş bütün büyük ustalar kişiyi hakikatiyle buluşturan bu yolun güçlüğünü de bilirler. “Ben kimim?” sorusunu soran biri için merkezde artık başka soru kalmaz. İnsanın belki de hayatında alacağı en önemli sorumluluktur yola çıkma kararı. Ve bütün büyük ustalar yazdıklarıyla, öğretileriyle, varlıklarıyla bize bu yolda ışık tutmaya devam ederler.
İçsel bir yolculuktur kendini keşfetme yolculuğu. Dışarısı ve içerisi bir olana kadar kişiye katman katman tuttuklarını bıraktırır. Yola çıkılır çıkılmasına, ustalar yola ışık da tutarlar; ama asıl soru şudur; insan yolda nasıl kalır? Zekasıyla varlığını ortaya koyan, aklıyla yaşamını sürdüren birey nasıl olur da bunların ötesine geçerek varoluşun bütünlüğüne ulaşır? İşte orada da insanı tüm bu yaşam hengamesinin içinde durdurarak saygı duruşuyla kendine baktıran ve altın bir anahtar gibi gözümüzün önünde, aslında varlığımızın da en temelinde olan bir kavram devreye girer: Erdem…
Platon’a göre bu kendini biliş yolculuğunda üç erdem vardır; cesaret, ölçülülük ve bilgelik. Sokrates; “Kendini tanı o zaman evreni ve başkalarını tanıyacaksın.” der. Aristoteles’e göre bütün insanlar zaten bilmek ister. Bu varoluşun getirdiği insan gereksinimlerinin en temelidir. İnsanoğlunun varlığını sürdürebilmek, kendini var edebilmek ve kendine bir dünya kurabilmek içindir bilme çabası. Zeka, akıl, bilgelik ve insanın içindeki erdemi uyandırarak kim olduğunu hatırlaması için takip ettiği daha nice pratikler…
Bu sayıdaki ana temamız işte tam olarak bu. Sayfalara sığamayacak kadar derin bir konu olan Erdem… Her bir sayfada erdemin yaşamda yer bulan yüzleriyle karşılaşacağız. Kapağımızda sevgili Zeyneb Uras tüm içtenliğiyle tecrübelerini ve deneyimlerini bizimle paylaşırken, Klinik Psikolog Beyhan Budak ile erdemin psikolojik bakış açısıyla yansımalarına bakacağız. Yine her bir sayfası dopdolu bilgilerle, yepyeni içeriklerle yeni sayımız sizinle birlikte.
Erdemin her eyleminizde, her nefesinizde yaşamınızda yerini bulması dileğiyle...