Mutluluğu Yazmak
“Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
İşin kolayına kaçmadan ama
Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
Ne de ak örtüde elmaların
Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?..
Nazım Hikmet’in upuzun dizeleriyle Saman Sarısı şiirinde Abidin Dino’ya sorduğu bu soruya, Abidin Dino’nun yanıtı da yine hatırı sayılır ölçüde uzun bir şiirle olur. Dönem gereği belki de asla yapmaları mümkün olamayacak bir hayalin ihtimallerini anlatır Abidin Dino ve der ki;
“İşte o zaman Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Buna da ne tual yeterdi;
Ne boya…”
İnsanın en temel anlam arayışlarından biridir mutluluk. Deneyimlerle şekillenir, değişir, dönüşür, evrilir. Kimisi için hasretle beklediği bir arkadaşıyla buluşabilmenin ardındayken, kimisi için hiç görmediği bir yeri görmek, kimisi içinse maddi dünyanın imkanlarına erişebilmektir. Ama en nihayetinde hep ötede bir yerde bekler insanı mutluluk. Erişilmesi için dağların tepelerin aşılması gerekir. “Mutluluk kişidedir” diyen zihin buna kendini bir türlü ikna edemez hayatın içindeyken çünkü deneyimlerimiz, bu kavramı hep Kaf dağının ötesine iter durur. “Bunu yaparsan mutlu olursun, bu olmazsa sana mutluluk yok!” diyen bir zihin sesi de bir noktada hepimize tanıdık gelir. İşte yogayla, pratiklerle yürüdüğümüz yol da bunları görmek içindir. Yoga bize tüm bu seslerin ötesine bakmayı öğretir. Mutluluğun kendinden açığa çıktığını anlayabilmek için bu yolları arşınlar dururuz…
Abidin Dino mutluluğun resmini yapmaz, sözcüklerle anlatmayı seçer. Çünkü bilir ki tek bir kare ile somutlaştırılamaz mutluluk denen kavram. Onu anlatmaya ne tual yeter ne de boya…
Bu sayıda biz de sayfalar boyunca soruyoruz hem kendimize hem de size: “Nedir mutluluk?” İnci Ünlü ile mutluluğun çakralar üzerinden işleyişine, Fatma Alkaya ile Ay Düğümleri ve deneyimlerimiz aracılığıyla ortaya çıkan ortak bilincin yarattığı gerçek ve kalıcı huzura, Melda Bolayır ile özümüze duyduğumuz özleme ve daha birçok yaklaşımla mutluluk konusuna her sayfada bambaşka bir pencereden bakıyoruz.
Kapağımızda yaşamıyla ve duruşuyla adından sıkça söz ettiren sevgili Tan Taşçı var.
Yoga yolculuğundan sahne hayatına, tüm samimi paylaşımları ile hepimize ilham olan Tan’ı bu röportajıyla biraz daha yakından tanıyoruz, birlikte sahne hayatının ardına bakıyoruz. Bir diğer önemli röportajımız yine hem “Doğum” isimli kitabıyla hem de oyunculuğunuzla ekranlardan tanıdığımız Burcu Kutluk. Burcu ile farkındalıklı bir yaşam sürmenin püf noktalarını konuştuğumuz müthiş bir röportaj sayfalarımızda sizi bekliyor.
Temmuz sayısı yine dopdolu bilgilerle sizinle buluşmaya hazır. Arkanıza yaslanın ve bu müthiş sayının tadını çıkarın. Hepinize mutlu günler…