Nefesin önemi pek çoğumuz için aşikar. Fakat ya fasya için? Fasya çalışması da diğer pek çok beden terapisi gibi doğru nefes alarak başlar. Bugün sizler için fasyayı tutan görünmez ipleri biraz gevşeteceğiniz pratik bir nefes çalışması anlatacağım. Bedendeki görünen ve görünmeyen tüm alanların temsilcisi fasyayı bu çalışma ile hafifletmeyi deneyin. Henüz egzersize dahi başlamadan kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.
Bedene mimari bir form olarak bakarsak pek çok yerinde kavisler olduğunu fark ederiz. Bu kavisler ve kubbeler aynı zamanda bedendeki şok emici devrelerdir. Ayakların kemerleri, diz kapakları, uylukların kalçaya oturduğu boşluklar, pelvis, diyafram, kaburgalar, omuz başları, damak, kafatası… Ve daha pek çok kavis sayabiliriz bedende. Biz nefes alırken bu kavisler bedendeki bağlantı oranında bir beraberlikle hareket eder. Peki çoğu insanın bu anlamda ters nefes aldığını biliyor musunuz?
Özellikle stres anlarında bedeni rahatlatmak için, rahat zamanlar ile özdeşleştirdiğimiz bir nefesi akut dönemde yani tetikteyken kullandığımızda beden, sinir sisteminin dominasyonuyla, içinde bulunduğu fizyolojiyi ve yapılan çalışmayı otomatik eşleştirir ve hafızaya alır. Böyle bir kayıt olduğunda, günlük hayatta bizi rahatlatacak olan o nefes günün doğal akışında sempatik sistemi aktive eden bir etki yaratabilir ve beden ters nefese geçer. Bu nedenle bazı uzmanlar sempatik yani hayatta kalma dürtüsü ile yaşanan anlarda daha da derin nefesler (nefes nefese kalmak ya da soğuk bir duşta alınan nefesler gibi), hızlanan iç sistemler ile sempatik dönemi yaşadıktan ve o döngüyü tamamladıktan sonra terapötik çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyor. Zira sinir sisteminin işleyişi açısından her şey geçicidir; normal koşullarda sempatik sistem çalışmaya doyduğu anda onu tamir sistemi olan parasempatik sistem izleyecektir. Burada yumuşak, basınçsız, kendiliğinden akan nefes çalışmaları devreye girer.
Dolayısıyla bu tavırla, yumuşak nefes çalışmaları ağrı kesici değil, günlük bakım elemanları olup ve parasempatik yani bizim rahat olduğumuz anlarda yapılışları kadarı ile toplamda birikerek sempatik bir olaydaki tavrımızı belirler. Böylece her şey yerli yerinde olarak, doğru nefes uygun zamanda başlatıldığında, ortam ve beden müsaitse beden kolaylıkla yeniden denge noktasına doğru çözülür.
Şimdi oturduğunuz yerde nefes alıp verirken bedenin kendiliğinden oluşan tavrını fark edin ve bedeninizde hissetmesi kolay iki kavisi imgeleyin; diyafram ve pelvik taban diyelim. Siz nefes alırken bu kavisler hareket ediyor mu? Ediyorsa yukarı mı, aşağı doğru mu hareket ediyor? Nefesi boşaltırken hareket nasıl? Yukarı mı, aşağı doğru mu?
Eğer her şey yolundaysa nefes alırken kavisler aşağı, verirken ise yukarı doğru hareket etmeli. Bunu çalışırken, kendinizde nefes alış ve veriş arasındaki farkı da daha net olarak göreceksiniz. Hareket ters ya da belirsizse hemen olduğunuz yerde gövdenin orta ve altındaki iki kavis olarak diyafram ve pelvik taban kaslarını imgeleyin. Nefes alırken aşağı inişlerini, verirken çıkışlarını hayal edin. Bu çok küçük bir haraket olabilir. Bunu yaparken belki bedenin alışageldiği başka hareketler yaptığını da fark edebilirsiniz. İhtiyacınız olmayan hareketlerden sıyrılın ve en az çaba ve doğru teknik ile bedeninizin nasıl gevşediğini gözlemleyin.
Hocam Tom Myers 60 yıl evvelki Tai Chi hocasının bedenindeki dengeyi, doğal nefes alış-verişinde avuç içlerindeki kavislerin dahi salınımını şaşkınlıkla izlemiş. Günümüzde yaşadığımız dünyada bu tarz bir bedensel bağlantıyı her gün görmüyor olsak da, denge adına kendimize doğru, nefes alarak bir adım atabiliriz. Keyifle…
Editör: Burcu Tuncel
Comentarios