top of page

“Yogaya Rahatlamaya Geldim.”


Çokça duyduğum bir şey var “Ben yogaya rahatlamak için geldim. Ama bu ders o kadar zor ki hiç rahatlamadım.” Elbette benim dersimden sonra bunu duyuyor olmama hiçbirinizin şaşırmayacağına eminim. Ama bu bir yin dersinden sonra da duyduğumuz bir şey.


Evet, yoga seni zorlar. Yoga yaparken rahatlatmaz, yoga “olduğunda” rahatlık gelir. Yoga yaparken rahatlatmaz çünkü yoga, bütünleşemediğini, ikilediğini, ittirdiğini, çektirdiğini içinde eritir. Yeri geldiğinde kolay gözüken bir yin dersi rahatlatmaz, çok zor gelir. Yeri geldiğinde ise çok zor gözüken, sıçramalı uçmalı bir ders öyle kolay gelir ki, kişi büyük bir rahatlama ve huzur yaşar. Bu işin “yeri” sensin. Zorluğu, kolaylığı ne de olsa pozlardan kaynaklı değil, senden, yaşamından kaynaklı…


Tüm pratikleri ile yoga, tıpkı tıkalı bir kanalı açıp içinden suyu akıtmak gibi, yaşamı yeniden içine akıtır. Bu kanalı açmak nasıl ki belli bir zorlama ile gerçekleşirse, kişinin yarattığı tüm o kimlikleri, ikilikleri de zorlamak gerekir ki yaşama akabilsin…


Yoga rahatlatır; kimliklerini bıraktığında, ikilikten kurtulduğunda, duyuların objelerine çekilmediğinde, tüm zihinsel kalıpların yıkıldığında…


Bu süreci tıpkı bir ayakkabıcılık okuluna gitmek gibi düşünmek gerekiyor. Kişi ayakkabıcılık okuluna gider gitmez hemen ayakkabı yaparak sürecine başlamıyor. Önce uzun süreler ayakkabıyı nasıl yapacağı ile ilgili teori ve pratik kazanıyor. Belki aklındaki ayakkabıyı yapması uzun yıllarını alıyor, belki kısa… Ama zaman aldığı kaçınılmaz bir gerçek. İlk gün ayakkabıcılık okuluna gittiğinde “Ben buraya ayakkabı yapmaya geldim, sen neler anlatıyorsun? Bana hemen ayakkabı yapmayı göster.” demesi gibi kişinin de yogaya gelip “Ama ben rahatlamaya geldim.” demesi. Yoga öğretmenlerinin elinde sihirli bir değnek maalesef yok. Size onunla dokunup sizi rahatlatamaz ya da rahat olmanıza engel olan hayatınızdaki her şeyi ortadan kaldıramaz. Ama tam şu anda rahat olmanıza engel olan, rahatınızın kaçmasına sebebiyet veren her şeyi bulmanız için aracı olabilir. Daha güçlü, daha esnek, daha anlayışlı ve bütünsel hissetmenizi sağlayacak pratikler ile rahat hissetmediğiniz durumlarda bile dengede kalabilmenizi sağlayabilir. Tıpkı o “zor” dediğiniz derslerde olduğu gibi. Tekrar tekrar pratik ile, zor gelen şeyin içinde önce kalmayı öğreniyorsunuz. Sonra o zor gelen şey içinden geçilebilir bir şeye dönüşüyor. Ardından o zor gelen şey kolaylaşıyor. Ve son olarak o zor gelen şey keyif veren, içinde olmaktan huzur duyduğunuz ve sizi rahat hissettiren bir şeye dönüşüyor… Aslında o dersin hiçbir şeye dönüştüğü yok. Sen bulunduğu koşulların değişmesine ihtiyaç duymadan, keyif alabilen ve rahat hissedebilen birine dönüşüyorsun… Süreçte değişen şey ders veya hoca değil… Sensin.


İstediğiniz şey rahatlamak ve huzur içinde olmak ise, doğru yerdesiniz. Bunun için pratik yapıyoruz. Ama tam şu anda huzur içinde ve rahat olmak istiyorsanız, sevdiğiniz bir müziği açıp, elinize sevdiğiniz bir içeceği alarak bir kanepeye uzanmayı deneyebilirsiniz… İşe yaradığı olur.


Editör: Çetin Çetintaş



Comments


bottom of page